Masal ve Destanlarımız 3. Ünite Özeti

Bu Ünitede Öğreneceklerimiz

  • Yapma (yapay) destanların özelliklerini tanıyacağız.

  • Doğal destanlarla yapma destanları karşılaştıracağız.

  • Atatürk Kurtuluş Savaşında, Maraş’ın ve Ökkeş’in Destanı, Çanakkale Şehitlerine ve Sultan Mehmet’in Gemileri gibi yapma destanlarımızı inceleyeceğiz.

Kazanılacak Değerler

  • Vatanseverlik

  • Sorumluluk

  • Cesaret

  • Fedakârlık


II. Yapma Destan Türü ve Özellikleri

Tanım: Milletlerin tarihinde iz bırakan bir olayın, destan özelliklerini barındıracak şekilde sanatçılar tarafından oluşturulmasına “yapma destan” (yapay destan) denir.
Temel Özellikleri:
1. Yazarı bellidir (anonim değildir).
2. Konusu genellikle savaş ve kahramanlıktır.
3. Doğal destanlardan örnek alınarak yazılır.
4. Konusu, doğal destanların aksine yakın bir tarihte yaşanmış olaylardır.
5. Doğal destanlar gibi üç safhada oluşmaz; doğrudan şair tarafından yazıya geçirilir.
6. Olağanüstü olaylara ve kahramanlara doğal destanlara göre daha az yer verilir.
7. Epik nitelikler taşır, ancak doğal destanlar kadar güçlü epik niteliklere sahip olmayabilir.
Yapma Destan Örnekleri: Ünitede bu türe örnek olarak Üç Şehitler Destanı (Fazıl Hüsnü Dağlarca), Genç Osman Destanı (Kayıkçı Kul Mustafa), Kuvâyi Milliye Destanı (Nazım Hikmet) ve Sakarya Meydan Savaşı (Ceyhun Atuf Kansu) eserleri verilmiştir.

III. Ünitede İşlenen Yapma Destan Metinleri

Ünite, başlıca dört yapma destan metninden (veya destani şiirlerden) alıntılar içermektedir:

1. Atatürk Kurtuluş Savaşında (Cahit Külebi)

Bu destan, Türk Kurtuluş Savaşı’nın başlangıcını ve zaferle sonuçlanmasını coşkulu bir dille anlatır:
Samsun’a Çıkış: Destan, Bandırma Vapuru‘nun (gemi) sabaha karşı Samsun’a yanaşmasıyla başlar. Gemi bacasından tüten duman, aslında Memleketin uçup giden kaygılarıdır. Samsun Limanı’na atılan demir ise, ana yurda sarılan Kemal Paşa’nın kollarıdır.
Mücadele ve Zafer: Yüce komutan, Anadolu çocuklarına selam vererek karaya çıkar. Kemal Paşa’nın ordusu düşmana yetişir ve düşman on beş günde İzmir’i dar bulur, kaçar. Alnı, kolu ve boynu sargılı olan Ahmetler, Bekirler, Aliler, Mahmutlar, Kâzımlar, İsmailler düşman gemilerini Kordonboyu’ndan ateş açarak kovalarlar.
Atatürk’e Duyulan Borç: Şair, yurdu kurtardığı, hasta ve yorgun düşmüş milletin yaralarını sardığı için Atatürk’e “ta derinden borçlu” olunduğunu belirtir.
Liderlik ve Çağrı: Atatürk, yiğit, inanç dolu, yapıcı, sanatkâr ve denizler kadar engin olarak nitelenir. O, millete geri kalmış yurtlarını bilgiyle, inançla ve çoşkunlukla “Övün, çalış, güven!” diyerek yeniden kurmaları çağrısını yapar.
Cumhuriyet ve Devrimler: Atatürk’ün Cumhuriyeti kurduğu, dil ve ulusallık (millîlik) öğrettiği, hürriyeti yaydığı ve milleti devrimlerle yücelttiği için kendisine borçlu olunduğu vurgulanır.

2. Maraş’ın ve Ökkeş’in Destanı (Gülten Akın)

Bu şiir, Kahramanmaraş’ın 12 Şubat 1920’deki kurtuluşunu ve bu direnişin Kurtuluş Savaşı’ndaki önemini anlatır.
Örnek Direniş: Maraş’ın, Kurtuluş Savaşı’mızın nasıl ilk olduğunu ve ezilen uluslara nasıl örnek teşkil ettiğini, ilk destan ve ilk gazi olduğunu vurgular.
Ökkeş’in Hâli: Maraş kurtulduktan sonra, destanın kahramanı Ökkeş’in kabaran yüreği durulur ve nihayet açlığını, yorgunluğunu, soğuğunu ve uykusuzluğunu hisseder.
Sürekli Mücadele: Köyüne dönen Ökkeş, düşmanın bir kez yenilmeyle gitmeyeceğini, yıllar sonra dahi “dostluk suları yürütülerek” geri gelebileceğini anlatır. Bu sebeple Maraşlı, elini vermemesiyle silahını bırakmaz ve komşu illere (Antep, Haruniye, Osmaniye, Adana) yardım eder.
Kurtuluş İlkesi: Şair, gerçek kurtuluşun ancak bütün vatan kurtulduğunda gerçekleşeceğini vurgular ve “Ya istiklâl ya ölüm!” ilkesini dile getirir.
İlham Kaynağı: Destan, işgal altında yaşamayı kabul etmeyen ve Fransızlara ilk kurşunu atan Sütçü İmam’ın Anadolu’da bağımsızlık mücadelesine ilham kaynağı olduğunu da hatırlatır.

3. Çanakkale Şehitlerine (Mehmet Akif Ersoy)

Bu destan, Çanakkale Savaşı’nın dehşetini, eşsizliğini ve Mehmetçiğin (er) iman gücüyle kazandığı zaferi ve kutsal fedakârlığını anlatır.
Savaşın Tanımı: Çanakkale Savaşı’nın (Boğaz Harbi) dünyada eşi benzeri olmayan, yoğun orduların (en kesîf orduların) dördü beşi ile ufacık bir karaya (Çanakkale) saldırdığı, ufukları kapatan “hayâsızca bir yığınak” (tehaşşüd) olduğunu belirtir.
İstilacı Güçler: İstilacılar, Eski Dünya, Yeni Dünya’dan gelen, renkleri ve dilleri farklı, vahşetleri denk olan insan kavimlerinden (akvâm-ı beşer) oluşmaktadır (Hindu, yamyam, Avustralya, Kanada). Şair, 20. yüzyılın bu rezil istilası karşısında Mehmedciğin aylarca durup savaştığını ifade eder.
Savaşın Şiddeti: Savaş meydanında gökyüzünü yıldırım (sâika) parçalar gibi bombaların ve yeraltında binlerce lağamın (mayın) patladığı, göğsünün üstünde o arslan neferin (er) söndüğü anlatılır.
Mehmetçiğin Yüceliği: İnsan eliyle yapılan hiçbir şeyin (sun’-i beşer), bu göğüslerin (Türk askeri) sahip olduğu Tanrı’nın ebedî sınırını (Hudâ’nın ebedî serhaddi) durduramayacağını vurgular.
Şehitlik ve İman: Asım’ın nesli olarak adlandırılan bu neslin namusunu çiğnetmediği ve çiğnetmeyeceği söylenir. Bir hilâl (İslam) uğruna nice güneşlerin battığı belirtilir. Şehidin kanının Tevhid’i (Allah’ın birliğini) kurtardığı ve büyüklüğü nedeniyle tarihe sığmayacağı ifade edilir. Şair, şehide mezar (makber) istememesini söyler, çünkü Peygamber’in şehide kucağını açtığı (âgûşunu açmış duruyor) belirtilir.

4. Sultan Mehmet’in Gemileri (Fazıl Hüsnü Dağlarca)

Bu destan, İstanbul’un Fethi sırasındaki olağanüstü olay olan gemilerin karadan yürütülmesini anlatır.
Emir: Destan, Sultan Mehmet’in “Gemilerim karadan yüzdürülsün!” fermanıyla (emir) başlar. Dağlar ve taşlar bu emre “Emret!” diyerek karşılık verir.
Yürütme İşlemi: Binlerce kişi morarmış omuzlarında süslü kadırgaları kızaklarla (kızaklarla yarıldı yer) çeker. Bu, arzunun ve kuvvetin masallarca bir cümbüşü olarak nitelendirilir.
Tansık (Mucize): Bu eylem, rüzgâr esmeden, karanlık ilerlemeden, bismillahlarla yapılan, Doğa üzerinde açan kuvvet gülü olarak tasvir edilir. Şair, Allah’ın toprağının, Türk’ün koluna hürmet ederek geçit verdiğini söyler.
Fethin Sembolü: Gemiler Haliç’in kıyısına bir seher vakti iner. Bu, geceler süren gayretle yaratılan altın tansığıdır (mucize) ve uyumuş olanların (Bizanslılar) önüne bir hayret serabı olarak iner.

IV. Destan Karşılaştırması

Ünite, yapma destan ile doğal destan arasındaki karşılaştırmaya da yer verir:
Özellik
Doğal Destanlar (Örnek: Oğuz Kağan Destanı)
Yapma Destanlar (Örnek: Sultan Mehmet’in Gemileri)
Yazar
Anonim, ilk söyleyeni belli değildir.
Yazarı bellidir (Fazıl Hüsnü Dağlarca).
Oluşum
Üç aşamada oluşur (Oluş, Yayılma, Derleme).
Şair tarafından doğrudan yazıya geçirilir.
Zaman
Binlerce yıl önceki olayları konu alır.
Yakın tarihte yaşanmış olayları konu alır (İstanbul’un Fethi).
Olağanüstülük
Olağanüstü olaylara daha çok yer verilir.
Olağanüstü olaylara daha az yer verilir. (Ancak karadan gemi yürütülmesi epik bir abartıdır).